Cildimiz bizi yaşam boyunca kimyasallardan, fiziksel etkenlerden ve ultraviyolenin (UV) zararlı etkilerinden korumak için fiziksel bir bariyer görevi görmektedir. Ancak yaş aldıkça vücuttaki kolajen miktarı azalmaya başlamaktadır. Bu durumda ise cilt esnekliğini kısmen kaybeder.
Kolajen, tutkal anlamına gelen yunanca “kólla” kelimesinden türeyen bir kelimedir. Yapısal ve işlevsel olarak da tutkala çok benzer. Bağ ve bağ dokularını oluşturan kolajen, birleştirici bir tutkal görevi üstlenerek ciltte sıkılaştırma yaparak yaşlandırma karşıtı etkide bulunur. Temel yapıtaşı ise fibroblast olarak isimlendirilen bağ dokusu hücreleridir. Peki, kolajen takviyeleri karaciğer üzerinde etkili midir? Bu yazımızda sizlerle bunu paylaşacağız.
Bir kişi, kolajen takviyesi seçerken hedeflerini en iyi destekleyen kolajen tipini seçmelidir. Piyasadaki kolajen takviyelerinde en yaygın olarak kullanılan üç tip vardır. Tip 1 ve tip 3 kolajen genellikle cilt sağlığı ve elastikiyeti için kullanılırken, Tip 2 kolajen kıkırdak ve eklem sağlığı için kullanılmaktadır. İhtiyacınıza yönelik olan kolajen tipini seçmeniz önemlidir.
Bir diğer önemli nokta ise kolajenin kaynağıdır. Kolajen sığır, tavuk, balık ve yumurta kabuğu gibi çeşitli kaynaklardan gelmektedir. Merada yetiştirilen, otla beslenen sığır kolajeni veya morina balığı kolajeni gibi yüksek kalitede olanlara öncelik vermenizi tavsiye ederiz. Takviyenizin kolajen sentezine destek olan bakır, çinko ve C vitamini içermesi, vücudunuzdaki verimini artırmaya yardımcıdır.
Vücuda alınan her maddenin muhakkak vücut için etkisi vardır. Dolayısıyla kullanılan kolajenin de karaciğer üzerinde muhakkak etkileri vardır. Eğer karaciğer ile ilgili bir rahatsızlığınız var ise kolajen takciyesi kullanmaya başlamadan önce muhakkak doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz. Doktorunuzun önerisi ile kullanacağınız kolajen takviyesi ve kolajen miktarı, sizler için çok daha iyi olacaktır.